Menu
Akciğer kanseri ülkemiz için en önemli sorunlardan biri olup erkeklerde ilk sırada, kadınlarda 5.sırada görülen bir kanser tipidir. Her yıl dünyada 1.6 milyon bu hastalıktan ölmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, akciğer kanserinin 2012 yılında toplam1.8 milyon yeni vakayla tüm kanserlerin %12.9’unu oluşturduğunu bildirmiştir. Ülkemizde ise her yıl ortalama 30 bin yeni olgu teşhisi yapılmaktadır. Ülkemizde erkeklerdeki tüm kanserlerin % 21.8’i, kadınlarda ise % 4.9’u akciğer kanseridir.
Akciğer hücrelerinin, çeşitli nedenlerle kontrol dışı çoğalmaya başlaması ve akciğer içinde tümöral bir kitle oluşturmasıdır. Akciğer kanseri içindeki hücre tipine göre farklı hızlarda hem geliştiği bölgede hem de vücudun diğer yerlerine atlayarak çoğalabilir.
Erken dönemde hiçbir belirtisi olmadan tesadüfen yakalanacağı gibi,
Akciğer kanserinin bulguları arasında yer alabilir.
Sigara içenler öncelikle riskli kişilerdir. Bunların da içinde; 30 yıldan uzun süre günde en az bir paket sigara içen ya da içmiş, 55-74 yaş arasındaki ve bırakmışlarsa bile, bu bıraktığı süre 15 yıldan az olanlar, en riskli gruptadır.
Hava kirliliği ülkemiz için önemli bir diğer kanseri tetikleyen nedendir. Hem dış ortamdaki kömür, egzoz ve sanayii nedenli kirlilik, hem de iş ortamındaki kimyevi kirlilikler kanser riskini arttırır.
Ülkemizde önemli bir başka etken de; kırsal bölgelerimizde yaygın olarak çevrede bulunan asbesttir (tremolit tipi). Halk arasında ak toprak olarak bilinen bu mineral, evlerde boyadan, bebeklerin altına kadar birçok yerde kullanılmaktadır. Bu asbestli toprağın solunması akciğer ve akciğer zarı kanserine yol açabilir. Genetik yatkınlık da bu hastalıkta önemlidir.
Özellikle ailesinde akciğer kanseri olanların, sigara içtiklerinde kanser olma riskleri çok daha yüksektir.
Muayene ve akciğer grafisi bulguları ile akciğer kanserinden şüphe edilen hastalarda öncelikle bilgisayarlı tomografi (BT) çekilir. Elde edilen üç boyutlu görüntü ile kitleye nasıl ulaşılabileceğine karar verilir. Hastadan ya tomografirehberliğinde ya da bronkoskopi dediğimiz ince bükülebilir bir tüple akciğerine ulaşılarak iğneyle tümörden parça alınır. Bu işleme biyopsi adı verilir. Kanser tanısı bu biyopsi örneğinin patoloji kliniğinde incelenmesi sonucunda kesinleşir. Ayrıca evreleme amaçlı karın veya beyine yönelik bilgisayarlı tomografi veya magnetik rezonans (MR) görüntüleme ve tüm vücut kemik sintigrafisi ve PET-BT gibi tetkikler gerekir.
Akciğer kanserinde genel olarak cerrahi, ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisi (kemoterapi) gibi farklı tedavi seçenekleri uygulanmaktadır. Son yıllarda kemoterapiye ek olarak akıllı ilaçlar ve aşı tedavileri (immünoterapi) bu kanser türünde tedavi seçeneği olarak karşımıza çıkmıştır. Akıllı ilaçlar tüm hastalarda değil yalnızca patoloji parçalarından ve son yıllarda kandan (likit biopsi) bakılabilen belli genetik mutasyonların (EGFR, ALK ve ROS1) varlığının gösterildiği hastalarda oldukça etkin olduğu gösterilmiştir. Akıllı ilaçlar tablet şeklinde olup hastaneye gelmeden evde rahatlıkla kullanılabilir. Aşı tedavileri (immunoterapi) bu kanser türünde çok daha yeni bir seçenektir.
Akciğer kanseri tüm dünyada en sık görülen ve ayrıca kansere bağlı ölümlerin en sık nedeni olan kanser türüdür. Akciğer kanserlerinin %80’den fazlasının sigara ve tütün kullanımına bağlı olmasından dolayı sigara ve tütün kullanımı ile mücadele akciğer kanserlerinin önemli bir bölümünü engelleyecektir.
Uzm. Dr. Sibel Meryem Alpar
Göğüs Hastalıkları
Lokman Hekim Üniversitesi Ankara Hastanesi